whatsapp destek
WhatsApp Destek

Soru - Cevap

Çene Cerrahisi

Çenelerde gelişimsel ve ya edinsel birçok kistik lezyon görülmektedir. Kist çevresi epitel doku ile çevrili içi sıvı ile dolu balon benzeri yapıdır. Çevre dokulardan kist içine sıvı girişi ile büyüme eğiliminde olan kistler çene kemiklerini yavaş bir şekilde yıkarak büyüme gösterirler. Belirli boyutlara ulaşana kadar genellikle semptom vermezler. Çenelerde görülen kistlerin çoğunluğunu dişlerin köklerinin kronik enfeksiyonlarından kaynaklanan radiküler kistler oluşturmaktadır. 

cene-kisti 

Kistlerin teşhisi genellikle rutin radyografik muayeneler ile yapılabilmektedir. Çene bölgelerinde diş tedavilerine rağmen geçmeyen ağrı, şişlik, püy drenajı durumlarında kistik lezyonlardan şüphelenilmelidir. En az yılda bir kez radyograflar çekilerek kontrollerin yapılması olası kistik lezyonların erken teşhisi ve tedavisi açısından önemlidir. 

Kist tedavileri ikiye ayrılmaktadır. Büyük olan gelişimsel kistlerde önemli anatomik yapılara zarar vermemek amacı ile birinci aşamada kistin küçültülmesi işlemi uygulanmaktadır (marsupyalizasyon). Bölgeye cerrahi olarak yerleştirilen bir dren yardımı ile günlük olarak kistik lezyon serum ile yıkanarak küçülmesi sağlanmaktadır. Yeterli boyuta ulaştığında ikinci bir operasyon ile kist tamamen çıkarılarak temizlenmektedir. Diğer bir tedavi yöntemi ise kistin tamamen çıkarılması (enükleasyon) yöntemidir. Ancak bu yöntem çok büyük olan kistlerde çene kırıkları, önemli anatomik yapılara olası zarar ihtimalleri nedeni ile önerilmemektedir. Bu gibi durumlarda ilk tedavi seçeneği ile kistin küçültülmesi ve birkaç ay sonra bölgenin tamamen temizlenmesi daha güvenilir bir yöntemdir. 

 

Yirmilik dişler 18 yaşından sonra çıkmaya başlayarak 25 yaşlarına kadar sürme potansiyellerini sürdürürler. Ancak pozisyonları, sürme yollarında mevcut olan patolojik durumlar (kist, fazlalık dişer, vs.) yumuşak doku kalınılığının fazla olması, ağız içinde çıkacak yeterli yerin olmaması durumlarında çıkamazlar ve gömülü kalırlar. Gömülü her dişin çekilmesi elzem değildir ancak gömülü dişlerin etrafında yer alan gelişimsel kılıflar (mallesez epitel artıkları) nedeni ile kistik oluşumlara neden olabileceği için çekilmelerinde fayda vardır. 20 yaş ve üstünde çekimleri düşünülebilir. Bölgedeki ağrı, şişlik, panoramik röntgende gömülü diş etrafında radyolusensi mevcudiyeti iyi değerlendirilmelidir. Eğer yukarıda geçen semptomlardan biri varsa dişin çekilmesi düşünülebilir. Bunların dışında yirmi yaş dişlerinin pozisyonları da çekim açısından önemlidir. Sinir ile yakın ilişkisi olan gömülü dişlerde çekimi takiben geçici ya da kalıcı bazı komplikasyonlar görülebilmektedir. Bunlardan bazıları; sinirin dağıldığı alanda ve dudağın bir kısmında (sağ veya sol) kısmi ya da total his kaybı, karıncalanma ya da his duyusunda azalma sayılabilir. Ancak çoğu zaman bu komplikasyonlar geçici olarak görülmekte ve ek medikal tedaviler ile 2 hafta ile 6 ay arasında iyileşme göstermektedir. Sinir ile yakın ilişkisi olan gömülü dişlerde daha az travmatik davranmak, çok dikkatli olmak ve sinire çok fazla baskı gelmemesi açısından dişlerin bölünerek parça parça çıkarılması sinir harabiyetinin en aza indirgenmesi açısından önemlidir.

gomulu-dis

şekildeki gibi mesioangular pozisyondaki dişlerde önde mevcut olan dişlere doğru sürme eğiliminde olduklarından 2. molar dişlerin köklerinde çürümeye sebep olabilmekte ve bu dişlerin de kaybına neden olmaktadırlar. Bu nedenle bu dişlerin çekilmesi önlerinde mevcut olan dişlerin daha uzun ömürlü olması açısından da önem arzetmektedir. 

Aşırı kuron harabiyeti olan dişlerin ya da kalmış kök parçalarının çekilmesi normal yollarla yapılamamaktadır. Bu durumda yumuşak doku kaldırılarak kökler gerekirse cerrahi olarak bölünmekte ve açık cerrahi olarak çıkarılmaktadır. Bu işlem komplikasyonlu diş çekimi olarak tanımlanmaktadır. Bu tür dişlerin çekimi zor olduğundan dikkatsiz ve özensiz bir şekilde yapılan çekimlerden sonra bölgede dişi çevreleyen kemik dokuda çok fazla kayıp olmakta ve ileri implant cerrahilerini zora sokmaktadır. Bu nedenle bu tür dişlerin tecrübeli bir uzman tarafından çekilmesi dokuların korunması açısından önem arz etmektedir.